Ana içeriğe atla

Emeği Geçen Herkese Sevgilerimle- 30

Tanrım 30 yıldır bu koskoca dünyadayım.

Sanırım 22 yaşındaydım, 30 yaşına giren birinin doğum gününü kutluyorduk. Koskoca 30'du. Hayatındaki herşeyi çözmüş, her probleme bir çözümü olan, ayakları üstünde sağlam duran, karar aldı mı yapan, ne istediğini bilen... biri olmalıydı.
....
öyle değildi.
hiç olmadı.
Ben de olmadım, kimse olmayacak.
....
30 yaşımda farkına vardığım tek şey: devam etmek gerektiği.
bir şekide, bir nedenle devam etmek.
....
Nasıl?
....
Öncelikle iyi bir neden bulmak lazım.
nereye gidersek gidelim kendimizi götüreceğimiz için öncelikle kendimizle bir anlaşma yapmalı. 
Neden mi?

Çünkü tanrı biliyor ya 30 yılın çoğu çok zordu.
Genellikle üzüntülerini bastırma eğiliminde biri olduğum için karşıma çıkan tüm dertleri bir tırtıl misali yiyerek onlardan kendime bir koza oluşturuyorum ve içine girip yaşıyorum.
Karşınıza çıkan, şanslıysanız, bir kelebek oluyor ama bazen kofti bir böcek olup ortalıkta takılabiliyorum.

Dertlerimi sıkıntılarımı buraya yazacak halim yok.
Ama her ne gözüküyorsa iyi olanların hepsi inanılmaz bir emek ve sabır, geri kalan kötüler de insanlığımın çatlaklarıdır.
....

Düşünüyorum da normal olmamak üzerine yetiştirildim.
büyük bir hayal gücünün ürünü gibiydim.

....

O yüzden diyorum ki kendimizle anlaşma yapmalıyız.
Sıkıntıyı görünce kaçıp gitmeyecek. Yaşlanıyorum ya da yaşlandım demeyecek. Sonuna kadar direnecek, belki inat edecek.
Öğrenecek. Ama her gün bir minik bilgi bile olsa öğrenecek. 1 TL kenara koymak yerine öğrenecek. Kefenin cebi yok, para biriktirmekle hayatını ziyan etmeyecek.

....

Peki ben kendimle anlaşmak için ne yapıyorum? 
* Her ay kendimi yemeğe çıkartıyorum. Güzel bir yemek söylüyorum bazen güzel de bir kadeh şarap. Çiçek gibi oluyor. Telefonu elimden bırakıp etrafın tadını çıkartıyorum.
* Belli süre sosyal medyadan uzak duruyorum. (ilk defa geçen ay denedim ve 1.5 ay sosyal medya hesaplarımı kapattım. Sonuç şahaneydi. Ben kimseyi kimse de beni bilmiyor.)
* Reformer (Aletli pilates) yapıyorum. Yaklaşık 2 aydır gidiyorum ve verdiğim her kuruşa değiyor. Özellikle benim gibi sırt ve boyun ağrısı çekenlere tavsiye ederim, daha iyi bir çözüm yok fizik tedaviyi bile denedim. Ancak amacınız kilo vermekse boşuna o kadar para vermeyin, bu esnemek ve sıkılaşmak için, kilo verdirmiyor.
*Yazı yazıyorum. Vakit buldukça gittiğim her yerde yazıyorum. Yanımda mutlaka bir defter kalem taşırım. Minik minik notlarım var. Yazar değilim ama yazmayı seviyorum. Boğaziçi Ünv.'de aldığım Yaratıcı Yazarlık eğitimine de bu sene devam edeceğim. Bakalım yol beni nereye götürürse.
* Sosyal medyayı daha az kullandığımdan beri daha çok okuyorum. (Çok şükür) ve nasıl özlemişim okumayı, bir kitabı 1 haftada bitirmeyi.
* Geziyorum, keşfediyorum. Ama gezmiş olmak için Instagram'a fiyakalı fotoğraflar eklemek için değil. Gezmeyi ve gezerken durmayı insanlarla tanışmayı seviyorum. 2 hafta önce Barcelona'ya gittim ve 52 yaşında bir Fransızla tanıştım ve tüm günü onunla gezip sohbet ederek geçirdim. Rockn roll yapıyormuş ve yarışma için gelmiş, torunlarına örnek olmak istiyormuş. İnanılmaz keyifli bir sohbetti, ben ona Türkiye'yi anlattım o bana Paris'i. Marina'da bir bankın üzerinde rockn roll dinleyerek sohbet ettik. Karşıma hep çıkıyor böylesi. Deli deliyi mi çekiyor bilinmez. :)
* Para kazanmaya çalışıyorum. Dilediğim herşeyi tam bağımsız şekilde yapabilmek için yıllardır oldukça inatçı şekilde ayaklarımın üzerinde durduğumdan tüm bunları yaparken bir yandan da çalışıyorum. Geçenlerde dalga geçmiştim: Şeyma Subaşı sıkıyorsa hem çalışıp hem gezsin! yani ikisini birden yapmak kolay değil, kartlarını kendin ödüyorsan hayat hiç kolay değil. Ama çok pahalı zevklerim olmadığı için hiç fena gitmiyorum. Ucuz uçak biletinin de adresi olarak gösterilebilirim. Hiçbir kampanyayı kaçırmıyorum.
Ucuza almadığım şeyler de var tabii; çünkü sağolsun büyüklerimiz ucuz mal alacak kadar zengin değilim lafını aklıma kazımış.

Aylar yıllardır yazmıyordum, umarım bu yeterince uzun olmuştur.
Buraya kadar okuyanların gözlerinden öperim.

Diğer yazılarımda yaptıklarımla ilgili biraz daha detay verip sonuçlarını sizinle paylaşacağım.





Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bugünlerde böyle hissediyorum....

https://www.highinthesky.com.au/prints/distant  

Suyun Altında Nefes Alabiliyorum

 "Suyun Altında Nefes Alabiliyorum" dedim geçenlerde...  bu bir his, bir düşünce balonu ve o balonun içinde denizin altında yüzebiliyorum.  solungaçlarım yok kuyruğum yok ben insan formunda ama özgür  özgürce yüzebiliyorum nefes alabiliyorum korkmuyorum belki düşüncesi korkutucu ama korkmuyorum suya düşmedim kendim atladım derine doğru gidebilirim  okyanusun karanlıklarından da korkmuyorum nefes alabiliyorum sırt üstü uzanıp yukarıya doğru bakıyorum  suyun altında gülebiliyorum  daha da derine gidebilirim çünkü nefes alabiliyorum