Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bugün ne yapmadım?

Bloğumdaki müzik listesini güncellemedim. Oysa geçen gece oturup saatlerce liste oluşturmuştum. Sonuç: Eyleme geçmeyen fikir ve uğraşı boştur, ziyandır.

Böylesi Daha Güzel...

Ah nerede Vah nerede?

Sadeliği nerede bıraktık? Eski yazılarımda daha mı nettim yoksa zaman geçtikçe içinden çıkılmaz bir hale mi geldim? Bazı zamanlar hepimiz nereye yeteceğimizi bilemeyiz. Parçalandıkça bir şeyleri eksiltiriz. Diğer sevdiklerimizden çalıp yeni sevdiklerimize torpil geçeriz. Onun gibi bir şey sanırım. Bizim zamanımızın ilgi alanı dağınık. Herşeyi istiyoruz. Merakımızı çekmek çok kolay, tutmak çok zor. Karmaşıklaştığım anda Camus'un "Yabancı" kitabını karıştırıyorum. Bu kadar sade yazmak akıl karı değil. Okumayanlar için şiddetle tavsiye ederim. Şaşırtıcı ve yalın. (Kitap hakkında ayrı bir roman yazılır. En iyisi sizde okuyup bana yazın. Birlikte tartışalım.) *En çok bu kapağı sevdim. Bence kitabı ve karakteri en iyi bu anlatıyor. 

Günün Filmleri

Annie Hall, Manhattan, Bitter Moon ve Biutiful. Bu muhteşem 4'lüyü masaya yatırdım. İçlerinden 2 şanslı talihliyle bugün keyif yapacağım =)) Ama havanın ve keyfimin önceliğini Annie Hall'a vereceğim. Midnight in Paris ile bir kez daha gözümüzü ve fikirlerimizi feth eden Woody Allen'a saygılarımla.. Afişler gelsin: (Yorumları da h.içinde ayaklarımı uzattığımda yazacağım...)  

Şanslı Bohem

Bu hafta sonu unuttuğum herşeye benden: İlgi. Bu bilekliğin temsil ettiği şeyleri kastederekten... :)

Vazgeçiyorum

Hiç ortası olmadı sevdiklerimin. Yeri hissetmeyi sevdiğimden hep yalın ayak yürüdüm. Sonra uyumsuz renklerinden çıkartmadım ayağımdan patikleri.  Tadına doyamadığımdan buzdolabının önünde oturdum son dilimine kadar yedim koca pastayı. Sonra sırf inadımdan ağzıma şeker koymadım günlerce.  1 günde gözlerim yorgunluktan yanaklarıma yuvarlanana kadar kitap okudum. Ve gün geldi yüzüne bakmadım sayfaların.  ... Ya çok sevdim insanları. Ya da sevmedim.  İnsan bir halden bir hale bir anda geçmiyor ama bir anda geçincede öteki hali tamamlamış oluyor. Sevgileride tamamlıyoruz. Bıktırtıyorlar. Belki. Kim bilir.  Vazgeçiyorum bende. Bir çok sevdiğimden vazgeçiyorum. Onları öylece orada bırakıyorum.  Başka türlü olmuyor.  - daha öncede birkaç kez demiştim olmadı. bu sefer kararlı değilim. yaptım. oldu.-  

Bir Bresson Klasiği

Henri Cartier Bresson  | Madrid, İspanya- 1933